Warning: strlen() expects parameter 1 to be string, array given in /home/www/blog.alperkurtul.com/wp-includes/functions.php on line 262
(Last Updated On: )
Araba ile geçtiğimiz yayla yolları;
Cumartesi sabahı iki araba olarak yola çıktığımızda niyetimiz, haftasonunu Düzce’nin Odayeri Yaylası’nda doğa ile içiçe bir kamp yaparak geçirmekti. TEM otoyolunun Düzce çıkışından çıktığımızda ise, planımızı biraz değiştirdik. Yeni planımıza göre Gölyaka’nın güney kısmındaki dağlarda bulunan yaylaları gezmeye karar verdik. Bu gezimiz boyunca gördüğümüz yerleri sıralayacak olursam;
– Efteni Gölü
– Güzeldere Şelalesi
– Hıra Yayla
– Pürenli Yaylası
– Balıklı Yayla
– Derebalık Yaylası
– Çınardüzü Yaylası
– Odayeri Yaylası
– Derinoba (Alabalık Çiftliği)
Ayşe ve Özgür bu bölgedeki yollarda ve yaylalarda daha önceden keşif gezisi yapmışlar ve yolları biliyorlarmış. Onların kılavuzluğunda ilk önce Efteni gölünü tepeden gören bir manzara eşliğinde yükselmeye başlıyoruz. Yollar, manzara, doğa, sonbaharın gelişiyle birlikte sararmaya başlayan yapraklarla dolu ağaçların görünümü harika. Efteni gölünün tepeden görünüşü de çok harika. ( Efteni Gölü, Elmacık Dağı silsilesinin eteğinde Asar, Uğur, Küçük Melen sularının ve yan derelerin oluşturmuş olduğu bir tatlı su gölüdür. Gölün, ana çıkış noktası ise Büyük Melen nehridir, yani bu göl Büyük Melen nehrinin kaynağıdır. )
Güzeldere Şelalesi
Bir süre sonra ilk mekanımıza varıyoruz, Güzeldere Şelalesi. Güzeldere Şelalesi Gölyaka’dan 11 km. uzaklıkta. Şelalenin girişinde, daha önceden Milli Park’lara ait olan, şimdi ise işletmesi özel sektöre verilmiş olan bir piknik alanı ve tesis bulunuyor. Girişi ücretli ( yaya olarak 1 YTL, araç için 5 YTL ) ve ne yazıkki, sadece şelaleyi görmek için bile bu ücreti alıyorlar. Şelaleye gitmek için de buradan geçmek gerekiyor. Tesisin içinde ayrıca ahşaptan yapılmış 5-6 tane küçük ev var ve gecelik ücreti 125 YTL imiş, içinde de 4 kişi rahatlıkla kalabilir. Şelaleyi görmek için ise, piknik alanının sonundaki merdivenlerden aşağıya doğru yürümeniz gerekiyor.
GÜZELDERE ŞELALESİ ve PİKNİK ALANI
Tel : 0380 5248099 – 0380 7161454
Şelaleden sonra hedefimiz Balıklı Yayla’ya gidip orada kamp yapmak. Artık yollar burandan sonra asfalt değil. İki gün boyunca tekrar asfalta çıkana kadar yaklaşık 100 km. boyunca, ben benim CRV’yi, Teoman da onun Grand Vitara’yı bu zorlu yayla yollarında test etme fırsatı bulduk, araçlar da bizi üzmedi doğrusu. Yayla yollarında pek çok yerde ağaç kesimcileri var. Bu kişiler bazen yol bulmamızda bize yardımcı oldular, bazen de kaybolmamıza sebep oldular.
Balıklı Yayla
İlk kaybolmamız, Balıklı Yayla’ya giderken, bir sapakta kesimciler yolu araçları ile tamamen kapatmış olduklarından dolayı oranın doğru yol olmadığını düşünüp, düz devam etmemizden kaynaklandı. Düz gidince, bir süre sonra bir yaylaya geldik, ama bu yaylanın neresi olduğunu Özgür ve Ayşe bilmiyorlardı. Neyse ki, yaylada bulunan birilerinden buranın Hıra Yayla olduğunu ve Balıklı Yaylası’na nasıl gideceğimizi öğrendik. Kısa bir yolla önce Pürenli Yaylası’nı geçtik, sonra da Balıklı Yaylası’na geldik. Geldik, ama büyük bir hayal kırıklığı yaşadık yaylanın durumunu görünce. Yayla çok güzel ama, kesimciler bu yaylanın açıklığını depo olarak kullanıyorlar ve bütün yayla kesilmiş ağaçlarla dolu. Biz de tekrar bir önceki yayla olan Pürenli Yaylası’na dönüp orda kampımızı kuruyoruz. Kamp ateşi, yenilen etler, içilen içkiler, çalınan akordiyon, kamp ateşi etrafında söylenen şarkılar, yapılan muhabbetler, kahkahalar, hepsi ama hepsi çok keyifliydi. Gece geç saate kadar bu şekilde ilerledikten sonra çadırlarımıza geçip yatıyoruz.
Odayeri Yaylası
Ertesi gün sabah kahvaltısı ve biraz etrafta yürüyüşten sonra, Odayeri Yaylası’na doğru araçlarla yola çıktık. Yolu tam olarak bilmiyoruz, Özgür ve Ayşe biraz hatırlıyorlar ama, bazı yerlerde şaşırıyoruz. Biraz tahmin, biraz içgüdü, biraz karşılaştığımız kişilere sora sora sonunda Odayeri Yaylası’na varıyoruz. Odayeri yolunu ararken, ilk önce Derebalık Yaylası’ndan geçiyoruz. Buraya kadar yolu hiç şaşırmadan çok rahat geliyoruz. Buradan sonra ise, bir iki yerde biraz şaşırıyoruz, ama sonunda Odayeri Yaylası’nı buluyoruz. Arada küçük bir yayladan da geçiyoruz. Sanırım buranın ismi Çınardüzü Yaylası idi.
Odayeri Yaylası’nı bulmak ekipte büyük bir sevince sebep oluyor. Çünkü uzun süre yol alıp, bir iki yerde yolumuzu şaşırdıktan sonra, artık doğru yolda olmadığımızı ve Odayeri’ni bulamayacağımızı düşünmeye başlamıştık. Tam da bu sırada, tepelerde ilerlerken birdenbire Odayeri’ni karşımızda görünce doğal olarak çok sevindik.
Derinoba Alabalık Çiftliği
Odayeri büyük ve güzel bir yayla, burada bir süre etrafta gezdikten ve dinlendikten sonra dönüş yolu için Düzce’ye doğru ilerlemeye başladık. Bu sırada bütün gün yollarda olduğumuzdan ve artık saat de akşam vaktine yaklaşmış olduğundan dolayı hepimiz acıkmıştık. Yol üzerinde Derinoba Alabalık Çiftliği’ne uğrayıp karnımızı doyuruyoruz. Derinoba, Odayeri-Düzce yolu üzerinde, Düzceye göre Odayeri’ne daha yakın bir mesafede ve yoldan 1 km. kadar içerde olan bir mekan. İki küçük dere arasında kurulu bu mekanda, bir kaç küçük alabalık havuzu, birinde orayı işletenin kaldığı, diğerini ise pansiyon olarak kiraya verdiği iki küçük ahşap ev mevcut. Bu iki kattan oluşan şömineli evde 8 kişi rahat bir şekilde kalabilir ve geceliği ise 50 YTL. Karnımızı doyurduktan sonra İstanbul’a dönmek için yola çıktık. Önce Düzce, sonra Gölyaka’nın oradan TEM otoyolu ve İstanbul.